Ofislerde geri dönüşüm kültürü nasıl oluşturulur?


Kağıt kahve bardakları, plastik şişeler, müsvette kağıtlar, ofis malzemelerinin mukavva ambalajları ve çok daha fazlası… İş süreçleri çoğunlukla dijitalde yürüse de ofislerde her gün kilolarca atık üretiliyor. Peki şirketler, işyerindeki günlük aktivitelerden kaynaklanan atık üretimini azaltmak ve geri dönüşümü şirket kültürü haline dönüştürmek için neler yapabilir? Bu yazımızda sizler için inceledik.

Dünya Ekonomik Forumu’nun derlediği verilere göre, dünya çapında her yıl 2 milyar tondan fazla kentsel katı atık üretiliyor ve bunun en az %33’ü güvenli bir şekilde yönetilemiyor. Ayrıntılara inildiğinde, dünya çapında kişi başına günlük olarak üretilen atık miktarının ortalama 0,74 kilogram olduğu ve bu miktarın 4,5 kilograma kadar çıkabildiği biliniyor. Gelişmiş ekonomilere sahip ülkeler, küresel atıkların üçte birini (%34) üretiyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun verileri, 2050’ye kadar atık üretiminin %19 artacağını gösterirken, hızlı büyüyen bölgelerde 2050’ye kadar toplam atık üretiminin iki veya üç katına çıkması bekleniyor. Atık üretimindeki artışın çevre, sağlık ve refah üzerinde büyük etkileri olacağına dikkat çekilirken, acil önlem alınması çağrısında bulunuluyor.

Plastik ambalajlar ve tek kullanımlık ürünler, kolaylıkları nedeniyle sıkça tercih edilse de dünya için daha iyi bir gelecek hazırlamak istiyorsak, her ölçekte atık üretimini azaltmamız, atık yönetimini iyileştirmemiz ve geri dönüşüm gibi faaliyetlere önem vermemiz gerekiyor. Bu yazımızda bu gereklilikten hareket ederek, çalışma hayatında ve ofis ortamında üretilen atıklara ilişkin istatistikler paylaşacak, işyerinde bir geri dönüşüm kültürü oluşturmanın neden önemli olduğuna değinerek, bunu başarmak için çeşitli adımları sizlerle paylaşacağız.

Ofislerde atık üretimine dair istatistikler

Son yıllarda iş dünyasındaki dijitalleşme artsa ve pek çok işletme hibrit çalışma düzenini benimsemiş olsa da, ofis kullanımında atık üretimi bir problem olarak varlığını koruyor. Kağıt kahve ve çay bardakları, plastik şişeler, ofislere gelen yemek siparişlerinden ortaya çıkan ambalaj atıkları, iş süreçlerine ilişkin kağıtlar, ofis materyallerinin paketleri ve ambalajları gibi pek çok kalem, ofislerin günlük atık ayak izini büyütüyor.

  • Veriler, ortalama bir ofis çalışanının her gün yaklaşık 2 kilo kağıt ve karton atığı ürettiğini, yılda yaklaşık 10 bin sayfa kağıt kullandığını gösteriyor.
  • Xerox tarafından yürütülen bir araştırma, basılı belgelerin neredeyse yarısının 24 saat içinde atıldığını ve %30’unun hiçbir zaman yazıcıdan alınmadığını söylüyor.
  • Baskı hataları, önemsiz postalar, faturalar ve ambalajlar gibi kayıt ürünleri, ofislerde üretilen toplam atığın %70’ine karşılık geliyor.
  • Bir kişinin yılda ortalama 156 plastik şişe kullandığı ve ABD’de her saat 2,5 milyon plastik şişenin çöpe atıldığı biliniyor.
  • ABD Çevre Koruma Ajansı verileri bir kişi her gün ortalama 2 kilogram katı atık üretiyor. Kahve bardakları, köpük tabaklar, pipetler gibi katı atıklar, ofis ortamında üretilen ve geri dönüştürülme potansiyeli olan ürünler arasında öne çıkıyor.
  • Bir ofis çalışanı her yıl ortalama 500 kahve bardağı kullanıyor.
  • Dijitalleşmenin bir sonucu olarak elektronik atık boyutları da büyüyor. 2021’de 57,4 milyon metrik ton e-atık üretildiği bilinirken, bu rakamdaki büyümenin her yıl 2 milyon metrik tona karşılık geldiği görülüyor.
  • 2022'de dünyada 347 milyon metrik tonun üzerinde geri dönüştürülememiş e-atık olduğu kaydediliyor.

Şirketler neden geri dönüşüm ve atık ayrıştırma uygulamalarını benimsemeli?

Dünya, iklim krizinin etkilerinin en derinden hissedildiği zamanları yaşıyor. Yükselen sıcaklıklar gıda krizini tetiklerken, yaşanan aşırı hava olayları can ve mal kayıplarına sebep olabiliyor. Ayrıca afet durumları, iş süreçlerini kesintiye uğratma olasılığı da taşıyor. İklim değişikliğinin etkileri bu kadar somutken, her işletmenin de bu konudaki sorumlulukları artıyor. Geri dönüşüm ve atık ayrıştırma uygulamaları benimsemek, temelinde daha sürdürülebilir bir gelecek için atılan verimlilik ve çevresel ayak izini azaltma ilkelerinin bir parçası olarak konumlanıyor. Bu gibi uygulamalar, işletmelerin verimliliğine ve itibarına olumlu yansıyor. Zira tüketiciler, küresel salgının başından bu yana markaların toplumsal konularda üstlendikleri rol ve duruşa, çevreye olan etkilerine ve sürdürülebilirlik faaliyetlerine dikkat ediyor.

Başka bir deyişle geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi uygulamalar, işletmelerin üretim süreçlerindeki çevresel etkilerini azaltmaya ve verimliliklerini artırmaya yönelik eylem planının pratik bir parçası olma özelliği taşıyor. Dünya elektrifikasyonla, fosil yakıtlardan çıkışla ve iş süreçlerinde teknoloji kullanımının getirdiği verimlilikle lineer ekonomi modelinden kurtularak döngüsel bir model yönünde adımlar atarken, günün sonunda bu gibi uygulamaları benimsemek, işletmelerin sürdürülebilir başarılarına da katkıda bulunuyor.

İşyerinde geri dönüşüm kültürü oluşturmanın 5 adımı

Hibrit bir çalışma modeli seçmiş olsa dahi ofis kullanımın aktif olduğu her işletme, düşük maliyetli ve hızlı uygulanabilir adımlarla geri dönüşümü ve çevre duyarlılığını şirket değerlerinden birine dönüştürebiliyor. Çevresel konulara daha duyarlı olduğu bilinen Z kuşağının işgücüne daha çok dahil olduğu bir dönemin eşiğindeyken, her işletmenin kamuoyuna ve diğer paydaşlara olumlu yansıyacak ilkeleri uygulaması gerekiyor. Çevresel sorumluluğunu ve toplumsal ödevini yerine getirmek isteyen her ölçekten şirketin, günlük ofis aktivitelerinde atık üretimini azaltmak ve çalışanlarını geri dönüşüm için atık ayrıştırmaya teşvik etmek için izlemesi gereken adımlara aşağıda yer veriyoruz.

1. Ofisin çeşitli noktalarına geri dönüşüm kutuları yerleştirin

Doğru ve sürdürülebilir bir geri dönüşüm ve atık yönetimi sürecinin başlangıcı, etkin atık yönetiminden geçiyor. Bu noktada işletmeler, ofisteki çöp kutularının haricinde, çalışanların kolayca erişebilecekleri ve atık üretiminin daha sık olduğu mutfak, fotokopi odası gibi noktalara geri dönüşüm kutuları yerleştirebiliyor. Çöp kutularını azaltarak metal, kağıt, plastik, cam, pil gibi farklı atıklar için kullanılabilecek geri dönüşüm kutularının sayılarını artırmak, çalışanların çöp atarken veya atık üretirken daha bilinçli kararlar vermesini dolaylı yoldan teşvik edebiliyor. Bu geri dönüşüm kutuları için ÇEVKO Vakfı’na, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili birimlerine veya yerel yönetimlere başvurulabiliyor.

2. Farkındalık yaratın

Geri dönüşüm kutularının ve atık yönetimi alanlarının etkin kullanılabilmesi için çalışanların da geri dönüşüme ve atık ayrıştırmaya teşvik edilmesi gerekiyor. İşyerlerinde düzenli olarak verilebilecek eğitimler, bu konuda önemli bir rol üstleniyor. Bu durumun bir şirket kültürü olduğunu, o şirketin çalışanı olan herkesin, kültür gereği o şekilde davranacağını, şirketi rakiplerinden ayıran ve daha başarılı kılan ilkeler arasında yer aldığını anlatmak, çalışanların geri dönüşüm aktivitelerine karşı motive olmasını da kolaylaştırıyor. Bu gibi eğitimlerin, şirkete yeni katılanların aldığı oryantasyon eğitimlerine dahil edilmesi, orta vadede ilkenin ve kültürün kabulünü kolaylaştırıyor.

3. Teşvik ödülleri koyun

Geri dönüşüm kutularını yeni yerleştiren ve eğitim programlarını yeni oluşturan şirketlerin, daha sonraki çalışanlara da davranışlarıyla ilham olacak mevcut çalışanlarının bu uygulamayı kabullenmesi için küçük kolaylaştırıcılar da bulunuyor. Geri dönüşüm kutularını en çok kullanan, yalnızca ofiste değil, günlük hayatında daha çok geri dönüştürülebilir atık biriktiren çalışanların küçük hediye çekleriyle ödüllendirilmesi veya onlar adına çevre odaklı çeşitli sivil toplum kuruluşlarına bağış yapılması, çalışanlar arasında yapıcı bir rekabet ortamı oluşturarak uygulamaların hayata geçmesini hızlandırabiliyor.

4. Geri dönüşümü teşvik etmenin ötesinde, atık üretimini azaltın

Daha sürdürülebilir bir gelecek için geri dönüşümün aktif bir biçimde uygulanmasının yanında, temelde atık üretiminin de sınırlanması gerekiyor. Bu noktada işletmelerin iş süreçlerinde kağıtsız yaklaşımlar tercih etmesi, yazıcı kullanımına limitler getirilmesi, yazıcılarda çıktılar için daha önce bir yüzleri kullanılmış kağıtların tercih edilmesi gibi uygulamalar atık üretimini sınırlamaya yardımcı olabiliyor. Öte yandan şirketlerin plastik veya kağıt bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar yerine yeniden kullanılabilir versiyonlarını tercih etmesi atık üretimde ciddi farklar yaratabiliyor. Kağıt bardak yerine düzenli yıkanan ve çalışanların ortak olarak kullanabilecekleri kurumsal kupa ve bardaklar, bir şirkete ait olma hissini de destekleyen unsurlar arasında yer alıyor.

5. Sivil toplum kuruluşları ve danışmanlık şirketleriyle çalışın

Geri dönüşüm ve atık yönetimi konusunun “olsa hoş olur” noktasından “olmazsa olmaz” bir noktaya taşındığını fark eden işletmeler, bu konuda daha ciddi ve büyük etkileri olan adımlar atabilmek için konuyla ilişkili sivil toplum kuruluşlarıyla çalışabiliyor. Sivil toplum kuruluşları veya danışmanlık şirketlerinden destek alan şirketler, atık denetimi sonucunda şirketlerindeki günlük ofis aktivitesinin atık ayak izine dair daha çok bilgi edinebiliyor. Ayrıca bu kuruluşlar, hazırladıkları eylem planlarıyla geri dönüşüm kültürünün şirket içinde teşvikini de hızlandırabiliyor.

Dünya iklim değişikliğinin kriz boyutuna ulaşan etkileriyle mücadele ederken, daha yaşanabilir bir gelecek için ölçek fark etmeksizin, her çevre dostu eylemi değerlendirmek, uygulamak ve geniş kapsamda benimsemek gerekiyor. Ofis içinde atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları, bu sürecin ilk adımı olarak konumlanıyor.

PAYLAŞ:

Tedarik zincirlerinin geleceği: Sürdürülebilirlik

Şimdilik 1 milyar insana ‘çevre dostu rota’ imkanı sunuluyor