Küresel ticarette 2023 yılı beklentileri neler?


Küresel ticaretin önemli risklerle karşı karşıya olduğu bir döneme giriyoruz. IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve ICC gibi uluslararası kuruluşlar 2023 yılı sonuna kadar uluslararası ticarette yavaşlamanın süreceğini öngörüyor. Pandemi ve savaşla tırmanan emtia fiyatları, enerji kısıtlamaları ve küresel resesyon endişesi ticarete yönelik beklentileri şekillendiren temel unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Savaş, pandemi ve resesyon endişesi küresel ticareti şekillendiriyor   

Küresel ticarete IMF’nin penceresinden bakarak başlayalım. 2022 yılının başından bu yana yayınlanan verileri incelediğimizde beklentilerin negatif yönde birkaç kez revize edildiği görülüyor. IMF yetkilileri, Ocak 2022’de ticaret hacmindeki yavaşlamayla ilgili daha iyimserdi. Arz ve talep yönlü şokların baskılarının azalacağı öngörüsü bulunuyordu. Aşağıdaki grafikte kırmızı noktalarla belirtilen eğri Ocak ayı beklentilerini gösteriyor.

Ancak Şubat ayında başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ekonomik görünümü büyük ölçüde değiştirdi. Bugün görüyoruz ki savaş, IMF’nin öngörüleri üzerindeki en önemli parametre haline gelmiş durumda. Grafikte sarı noktalarla belirtilen eğri Ağustos ayında yayınlanan 2023 yılı öngörüsünü ifade ediyor. Beklentilerin yönünü belirleyen alt faktörler ise emtia fiyatlarındaki yükseliş ve gaz kesintileri oldu. Büyümenin negatif yönde revize edildiğini görüyoruz.

Öte yandan 2022 ve 2023 yılı için büyüme beklentileri hesaplananın altında kalsa da pandemi dönemindeki daralmayla kıyaslandığında küresel ticarette gözle görülür bir toparlanma olduğunu rahatça ifade edebiliriz.

Kaynak: International Money Fund (IMF), Mal ve Hizmet Ticaretinde Yıllık Büyüme Oranları

Dünya Ticaret Örgütü verileri küresel mal ticaretinin yavaşladığını gösteriyor

Dünya Ticaret Örgütü tarafından yayınlanan Mal Ticareti Barometresi dünyadaki mal ticaretinin gidişatını gösterir. Ağustos 2022 tarihli rapora baktığımızda küresel mal ticaretinin, baz kabul edilen 100 seviyesine yakın bir düzeyde yatay seyrettiği görülüyor. (Yukarıdaki grafikte mavi ile gösterilen eğri). Mal Ticareti Barometresi ile ilgili kısa bir bilgi notu düşmekte fayda var. 100 ve üzeri değerler mal ticaretinde trendin üzerinde büyümeyi ifade ederken, 100’ün altında kalan değerler trendin altındaki büyümeyi gösteriyor.

Navlun fiyatları geriliyor

Freightos Baltık Küresel Konteyner Endeksi (FBX), pandemi döneminde yaşanan tedarik zinciri sorunlarıyla birlikte 10.000 USD seviyesinin üzerine çıkmıştı. Endeks bu yazının yayınlandığı gün itibariyle 3500 USD düzeyinde seyrediyor. Bu değer pandemi döneminde gördüğümüz tepe noktasının yüzde 68 altında ve son 21 ayın en düşük seviyesidir.

Gemi taşımacılığı küresel ticarete yön veren en önemli parametrelerinden birisi ve dünya ticaretinin yüzde 90’ı konteyner gemileri aracılığıyla yapılıyor. Pandemi öncesi seviyelerle kıyasladığımızda navlun fiyatları bugün hala 2 kat daha yüksek düzeyde. Yine de son 21 ayda gerçekleşen düşüş küresel ticaretin önündeki engellerin hafiflemesi bakımından önem taşıyor.

Navlun fiyatlarındaki düşüşün sene sonuna kadar süreceği öngörülüyor. Beklentinin altında yatan temel unsurlar bize küresel ekonomik görünüm hakkında içgörüler sunuyor. Covid-19 sürecinde biriken talebin etkisi hafiflemiş durumda ve düşüş trendini sürdürüyor. Öte yandan küresel ölçekte enflasyonun hızını kesmek için ülkelerin faiz artırımına gitmesi ve resesyon endişeleri de bu beklentinin diğer önemli unsurları olarak karşımıza çıkıyor.

Küresel ticaretin hızlanması, enflasyonun dizginlenmesi ve tedarik zincirindeki darboğazların aşılması için girdi kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve gelişmekte olan pazarlarla ticaretin artırılması önem taşıyor. 2016 ve 2021 yılları arasında Çin dünya ticaretindeki büyümenin %25’ini oluşturuyordu. Ancak bu durum değişiyor ve Çin’e alternatif rotalar çoğalıyor. IMF'nin 2021-2026 yılı için hazırladığı projeksiyonlar Çin'in küresel büyümedeki payının düşeceğini gösteriyor. Yani küresel ekonomide denge şimdiye kadar ticaretin büyümesine en çok katkıyı yapan ülke aleyhine değişiyor.

Öte yandan kısa vadede Euro bölgesi için resesyon beklentileri, ABD’deki büyümenin enflasyon kaynaklı yavaşlamasının da dikkatle izlenmesi gerekiyor.  Dünya ticaretinin ağırlık merkezi ASEAN ve Sahra Altı Afrika ülkelerine kayıyor. 2026 yılında geldiğimizde küresel ticaret büyümesinin %55’i gelişmiş ülkeler, %45’i ise gelişmekte olan ekonomilerden beslenecek.

Mevcut ticaret rotalarının gözden geçirilmesi ve alternatif rotaların güçlendirilmesi, ithalat ve ihracatını sürdürülebilir kılmak isteyen her ülke için önem taşıyor. Küresel ticaretin iç içe yapılardan oluştuğu ve ülkelerin ticaret ağlarıyla birbirine bağlı olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. G7 ülkelerindeki ihracatın daralması resesyon endişelerini güçlendirirken aynı durum alternatif rotalar için fırsat sunabilir.

PAYLAŞ:

Tedarik zinciri yönetiminde etik ticaret anlayışı

Lojistik sektörünün bugünü ve yarını