İnsan-bilgisayar etkileşimi ve ChatGPT


Bu yazımda, bilgisayarlar ve insanlarla olan etkileşimin geçmişine kısaca değindikten sonra bugün geldiğimiz noktaya dair sizlere faydası olacağını düşündüğüm teknolojik bir gelişmeden bahsedeceğim.

Biraz geçmişe gidelim 

Hesaplama aletlerinin atası abaküse kadar dayansa da önemli bir kilometre taşı Charles Babbage’ın Analytical Engine’idir. Onu bu kadar önemli yapan ise tarihte Turing-Complete olan ilk mekanik cihaz oluşudur. Bu, aslında şu anda bu yazıyı okuduğunuz cihazınızın yapabildiği her şeyi teorik olarak yapabilmesi anlamına gelir. “Peki öyleyse günümüz bilgisayarlarıyla benzer şeyleri yapabilmesini sağlayan etkileşim yöntemi nedir?” dediğinizi duyar gibiyim. İşte tam bu noktada bazılarınızın duyduğunu varsaydığım, sadece yeterince yaşlıların veya bazı şanslı gençlerin gördüğünü tahmin ettiğim delikli kartlar (punched cards) yardımıyla cevabını vermek isterim. Delikli kartlar, insan ile bilgisayar arasındaki ilk köprüdür diyebiliriz.

Devamında nelerin takip ettiğini konuşacak olursak; monitörler, klavyeler, fareler ve daha pek çokları bilgisayardan insana veya insandan bilgisayara bir etkileşim sağlamaya yarayan aracılar arasında. Konu sonralarda daha da farklı haller aldı ve sesin yazıya, yazının sese dönüştürülmesi gibi gelişmelerle birlikte sizin bir klavyeye, fareye ve hatta başka herhangi bir yere dokunmanıza hatta görmenize bile gerek kalmadığı yerlere geldi. Aranızda birileri eminim ki Siri, Alexa, Google Now veya Cortona’yla konuşmuştur. Ne ilginç değil mi? Bilgisayarla konuşmaktan bahsedebildiğimiz bir çağda yaşıyor olmaktan dolayı ben çok mutluyum.

Bilgisayarla konuşmamızı ne sağlıyor?

Bu sorunun kabaca cevabı makine öğrenmesidir diyebiliriz. Makine öğrenmesi; bilgisayar sistemlerinin çeşitli algoritmalar ve eğitim verileri aracılığıyla örüntüleri teşhis edebilmesini sağlayan yapay zeka uygulama alanıdır. Bir bilgisayarla konuşarak iletişim kurmamızı sağlayan sesin yazıya çevrilmesi (speech-to-text) ve yazının sese çevrilmesi (text-to-speech) ile analog sesin dijitalleşmesiyle oluşan metnin anlamlandırılmasını sağlayan chat botlardır.

Elbette ki speech-to-text ve text-to-speech dünkü konular. Eğer öyle olmasaydı telefon bankacılığında nasıl operatöre ulaşılacağını her bir bankanın sistemini ayrı ayrı biliyor olmazdık. Evet, “Yapmak istediğimiz işlemi kısaca söylediğimiz” kısımdan bahsediyorum. Bankaların dijital operatörlerinin var olabilmesinin altında tam da sesle yazının birbirine dönüşmesini tarif eden bu konular var.  

Aslına bakarsanız chat botlar da yeni şeyler değil. Muhtemelen Facebook’ta Dominos’un resmi hesabına yalnızca pizza emojisi (🍕) göndererek daha önceden kaydettiğiniz adrese önceden tanımlamış olduğumuz pizzanın siparişini verebilmemiz bunun en eski ve ilginç ticari örneklerindendir. Ama yine de bu yazı tam da bir chat bottan bahsetmek için var.

ChatGPT

ChatGPT adında geçen GPT yani generative pre-trained transformer üzerine kurulu bir chat bot ve bugünlerde https://chat.openai.com/ adresinde erişilebilir durumda. Onu bu kadar popüler yapansa yapabildikleri. ChatGPT; öncelikle sizle arasındaki diyaloğu takip edebiliyor, bu şaşırtıcı geldiyse aslında çok da büyük bir şey değil bunu yapabilen ilk chat bot kendisi değil. Ama sizin sorunuza sizin yönlendirdiğiniz yönde cevap verebiliyor olması bir ilk denebilir. Bu durumu aslında “Yarım bardak suyu kötümser/iyimser şekilde tarif eder misin?” demenizin çıktısı gibi düşünebiliriz ve birinde “Suyun yeterli olmadığına, hatta soğuk bile olmadığına, hiçbir şeye asla doymadığınıza dair hüzünlü bir hatırlatma olduğuna” dair vurgu yaparken diğerinde “Susuzluğunuzu gidermek ve sizi yenilemek için mükemmel miktar ve minnettar olmak için güzel bir hatırlatıcı” olduğuna vurgu yapabiliyor. Aynı konuya dair farklı görüşleri savunan ve insan gibi konuşabilen, aslında yazışabilen bir makinenin varlığı sizce de güzel değil mi? ChatGPT sadece duyguları değil, aynı zamanda bilindik insanların düşünce yapılarını da taklit edebiliyor. Buna örnek olarak ChatGPT, İkinci Dünya Savaşı’nı Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla yorumla dediğinizde barışa ve Türkiye’ye olan muhtemel etkilerine vurgu yaparken, Sun Tzu’nun bakış açısıyla değerlendirmesini istediğiniz zaman zaferi getireceğine inandığı noktalara vurgu yapabiliyor.

ChatGPT, bir şeylerin imitasyonu olmanın yanı sıra bir şeyleri kıyaslamak veya bilgiyi bulup getirmekte de hiç fena değil. Örneğin Boeing ve Airbus’ın dış görünüşleri arasındaki farklar nelerdir dediğinizde size cevabı verebiliyor. Bir başka örnek de bir programlama sorusu sorduğunuzda bunu sizin belirttiğiniz programlama dilinde koda dönüştürebilmesi. Üstelik bu kodun birim testlerini yazmasını istediğinizde az önce sizin için yazdığı metodu test edilebilir olarak yeniledikten sonra testlerini de getiriyor karşınıza. Sonrasında test için kullandığı kütüphaneyi sizin belirlediğiniz bir başka kütüphaneyle değiştirmesini istediğinizde aynı test kodlarını sizin seçtiğiniz kütüphaneyle ve o kütüphanenin kodlarına uyumlu olacak şekilde değiştiriyor. Bununla yetinmeyip bu testleri yazarken ilgili test kütüphanesinin adını söylediğiniz bir özelliğini kullanmasını istediğinizdeyse testi bir kez daha bu özelliği ön plana çıkaracak şekilde yeniden yazıyor.

Toparlayacak olursam; ChatGPT’nin bilişim alanına ne gibi etkileri olacağına dair tahminde bulunup yıllar sonra bu yazıyı okuyan biri için komik olmak istemiyorum. Açıkçası teknoloji dünyası bunun örnekleriyle dolu. Yine de çocukluğundan beri teknolojiyi etkileyici bulmuş bir kişi olarak son zamanlarda bu kadar etkilendiğim pek nadir şey oldu. Bence ChatGPT sizin günlük hayatınıza nasıl farklı bir perspektif katabileceğini gösterebilmesi için ona biraz zaman tanımanızı hak ediyor.

PAYLAŞ:

Günümüzde başarılı olmak için neden dijital inovasyon önceliklendirilmeli?

ChatGPT kime yarar kime yaramaz?