İnsan odaklı inovasyon nedir?


İnsan Odaklı İnovasyon kavramı henüz çok yaygınlaşmış bir kavram değil. Google’da Türkçe’sini aratınca bin küsür sonuç çıkıyor. İngilizcesini (Human-Centric Innovation veya Human Centered Innovation) aratınca da elli bin civarı sonuç çıkıyor. Kayda değer içerikler neler gözüyle baktığınızda da bir TED konuşması, birkaç akademik makale ve birkaç blog yazısı görüyorsunuz. Peki tüm bunları niye anlatıyorum? Meydanın boş olduğunu göstermek için. O yüzden, sizlerin de müsaadesi ile, bu kavramı bir yaklaşım ile evlendirmek istiyorum. Hedef kitlenin elde etmek istediği sonuçlardan yola çıkarak o kitle ile birlikte yeni değer yaratan çözümler üretme yaklaşımı ile...

Peki İOİ nasıl uygulanabilir? İOİ’da başlangıç noktası değerli bir ihtiyaçtır. O yüzden ilk adım böyle bir ihtiyacın avlanması olmalıdır. İhtiyaç avlamak ifadesi çoğu insana pek cazip gelmez. Onlar için ihtiyaç tespit etmenin zor bir tarafı yoktur. Zor olan, herhangi bir ihtiyaç için arzu edilen, yapılabilir ve makul bir çözüm yaratmaktır. Halbuki; herkesin tüm ihtiyaçları açık değildir. Gizli ihtiyaçlar çok büyük inovasyon fırsatları sunabilir ve bunları ortaya çıkarmak, onlar için bir çözüm üretmekten daha zor bile olabilir. Ayrıca, tüm ihtiyaçlar aynı değerde değildir. Mesela, bazı ihtiyaçlar önemlidir ancak acil değildir. Bazıları da tam tersi. Bazıları tüketim potansiyeli düşük büyük insan gruplarına hitap eder. Bazıları tüketim potansiyeli büyük küçük bir grup insana hitap eder. Bir ihtiyacın değerini, o ihtiyacın önem ve aciliyet düzeyi ve ihtiyaç sahiplerinin tüketim potansiyeli belirler. Bir grup insan için kısmen veya tamamen karşılanmayan önemli bir ihtiyaç keşfettiğinizde, henüz değerinden tam olarak emin olamasanız bile, inovasyon girişimi için iyi bir başlangıç noktası yakalamışsınız demektir.

Değerli bir ihtiyacı bulduktan sonraki adım arzu edilen deneyimini anlamaktır. Bu noktada Apple firmasının son dönemdeki ürünleri güzel bir örnek teşkil eder. Apple’ın şu anki en başarılı ürünlerine baktığınızda hiçbiri alanında ilk değildir. Hepsi kendilerinden önce benzer ürünlerin olduğu pazarlara, hatta bazen daha düşük teknolojik özelliklerle, girmiş ürünlerdir. Ama müşterinin arzu ettiği deneyime çok daha iyi uydukları için rekabetten sıyrılmayı başarmıştır. Durum böyleyken, hala ortalıkta Apple’ın müşterilerini dinlemeyip onların öngöremeyeceği vizyoner ürünler çıkardığına dair bir mit dolaşmaktadır. Aksine, İOİ’nun en güzel örneklerini Apple’ın verdiğini söylemek mümkündür.

İnsan ihtiyaçları karmaşıktır. Tüm ihtiyaçların işlevsel, duygusal ve sosyal yönleri vardır ve müşterinin ihtiyacı karşılama yolculuğunun her adımında farklı dinamikler işler. Yolculuk, müşterinin ihtiyacın farkına varmasıyla başlar ve ihtiyacın karşılanması sonrasındaki tamamlayıcı aşamalara kadar uzanır. Bir inovasyonun başarılı olmasını sağlamak için, bu karmaşıklığı kavramak ve hedef müşteri grubu tarafından arzu edilen tüm deneyimin haritasını çıkarmak gerekir. Arzu edilen deneyime odaklanmak, inovasyon için en iyi rehberdir.

Sonrasında üçüncü adım olarak toplam çözümün tasarımı yapılmalıdır. Hem çözümün kendisine hem de çözümün nasıl sunulduğuna toplam çözüm demeyi tercih ediyorum. Sunum modeli, müşterilerle nasıl ilişki kurulacağı, çözümün nasıl fiyatlandırılacağı ve müşteriye kadar nasıl ulaştırılacağı gibi iş modeliyle ilgili ayrıntıları içerir. Sunum modeli çözüm ile uyumlu olmalıdır ve her ikisi de arzu edilen deneyime cevap verecek şekilde kurgulanmalıdır.

Çözümü tasarlamaya öncelikle istenen deneyimle başlamak önemlidir. Arzu edilen çözüm alternatiflerinin nasıl göründüğünü anladıktan sonra, teknik ve ekonomik yönleri üzerinde çalışılmalıdır. Toplam çözüm istenen deneyimle örtüştüğünde ve aynı zamanda teknolojik olarak uygulanabilir ve ekonomik olarak makul göründüğünde, başarı garantili hale gelir. Yine de; gerçek insan odaklılık, bir şeyin daha yerine getirilmesini gerektirir: Çözümünüzün aynı zamanda küçük bir ekolojik ayak izine sahip olması gerekir. Çevreyi yok saymak, şimdi ve gelecek için insanların iyiliğini yok saymak demektir. Gerçekten insan odaklı çözümler çevresel etkilerini dikkate alır.

Aklınızda keskin bir çözüm vizyonu olduğunda, onu nasıl gerçekleştireceğinizi bulmak daha kolaydır. Çünkü vizyondan geriye doğru çalışarak bir yol haritası çıkarılabilir. Vizyonun keskin olması sabit olması anlamına gelmez. İnovasyon çalışması ilerledikçe yeni öğrenimler elde edilebilir. O zaman çözüm vizyonunun da değiştirilmesi gerekir.

İnovasyon çalışmalarındaki yüksek belirsizlik sebebiyle, çözümü aşamalı olarak inşa etmek ve sunmak tercih edilen rota olmalıdır. Küçük başlayıp ancak bir önceki yapılanları test ettikten ve başarılı olduklarından emin olduktan sonra kademeli olarak genişlemek başarı için kritik öneme sahiptir.

Özetle, İOİ’i uygulayabilmek için gerekli reçete dört adımdan oluşuyor: İlk adım değerli bir ihtiyacın bulunması. İkinci adım, arzu edilen deneyimin anlaşılması. Üçüncü adım, toplam çözümün tasarlanması. Dördüncü adım ise toplam çözümün artırımlı olarak sunulması.

PAYLAŞ:

Yeni nesil teknolojilerle çalışan bağlılığını nasıl artırabilirsiniz?

Hibrit düzende çalışan deneyimini iyileştirmek