Gelecek, Türkiye ve dünyaya ne getirecek?
Teknolojik gelişmeler gündelik hayatı ve iş yapış modellerini değiştirirken, iklim değişikliği, kuraklık gibi durumlar ekonomiyi de değişime zorluyor. PwC Türkiye, geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Yeni Denklem’in Yeni Trendleri” adını taşıyan Gelecek Trendleri Araştırması ile gelecekte karşılaşacağımız potansiyel zorluklar ve üstesinden gelmek için çözüm önerilerini sundu.
PwC Türkiye’nin Türkiye’de iş dünyasına yön veren farklı uzmanlık alanlarından ve sektörlerden üst düzey yönetici, akademisyen ve kanaat önderlerinden 250 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmadan öne çıkanları sizler için inceledik.
Önümüzdeki 10 yılda hangi küresel değişimleri beklemeliyiz?
Katılımcılara ilk olarak sağlık, teknoloji, ekonomi, eğitim gibi farklı başlıklardaki genel eğilimlerin on yıl içerisinde ne yönde değişeceği soruldu.
Katılımcıların büyük çoğunluğu gelecek 10 yılda teknolojinin insan hayatındaki etkisinin, bilginin yaygınlaşmasının ve sağlık sistemlerinin olumlu yönde değişeceğine inanıyor
Olumsuz yönde değişim beklenen konular ise gelir dağılımı, küresel ekonomik dengeler ve iklim değişikliği.
Dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde hangi faktörler rol oynayacak?
Katılımcılara dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde önemli rol oynayacağını düşündükleri faktörler de soruldu, ancak buradaki sonuçların dünya ve Türkiye için farklılık göstermesi dikkat çekti.
Dijitalleşme, hem dünya hem de Türkiye’de başı çekerken, sonraki 5 konunun dünya ve Türkiye için farklılık göstermesi dikkat çekti. Yapay zeka ile tıp-genetik teknolojilerinin dünyanın gelişiminde yüzde 90’ın üzerinde rol oynayacağı düşünülürken, Türkiye’nin gelecek 10 yılına etki edecek faktörler arasında yapay zeka yüzde 50 ile 6. sırada bulunuyor.
Katılımcıların gelecek öngörülerini, dünyanın ve Türkiye’nin gelişiminde belirleyici olacak temaları, fırsatları ve endişelerini anlattıkları araştırmanın bulgularına göre, katılımla gelecek 10 yıla ilişkin en olumsuz konuyu yüzde 93 ile iklim değişikliği oluşturdu. İklim değişikliğini, yüzde 92 ile ülkeler arası gelir dağılımı odaklı olmak üzere küresel ekonomik dengeler izledi. Gelir dağılımı ise yüzde 88 oranında olumsuzluk içeren bir diğer konu olarak değerlendirildi.