PwC'nin Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması’ndan 5 çarpıcı sonuç
İki yılı aşkın süredir krizlerle karşılaşan tedarik zinciri, dijitalleşmeyi radarına aldı. Tedarik zincirinde görünürlük, izlenebilirlik ve otomasyon teknolojileri, esneklik ve çevikliğin olmazsa olmazı haline geldi. Bu yazımızda, küresel danışmanlık şirketi PwC’nin Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması’nı sizler için özetliyoruz.
Tedarik zinciri liderleri uzunca bir süredir olası kesintileri engellemek, yeni ticaret yollarını ve tedarikçi ağlarını oyuna dahil etmek, doğru yeteneklere ulaşmak gibi birçok başlıkta yorucu bir sınav veriyor. Verimliliği artırmak ve maliyetleri yönetmek liderlerin temel amaçları arasında yer alırken, aynı zamanda tedarik zincirlerinin dayanıklılığını artırmaya, sürdürülebilirlik fırsatlarını yakalamaya, iş süreçlerinin karbon ayak izlerini azaltmaya ve dijital dönüşümde değer yaratmaya odaklanıyorlar.
Tedarik zinciri profesyonelleri hangi problemlerle mücadele ediyor?
IBM’in güncel bir araştırması, tedarik zinciri profesyonellerinin hangi problemlerle karşı karşıya kaldığını açık bir biçimde ortaya koyuyor.
- 5 üst düzey tedarik zinciri liderlerinden (CSCO) dördü talep oynaklığının en büyük zorluk olduğunu söylerken, ankete katılanların %77’si nakliye ve lojistik maliyetlerini ilk sıraya koyuyor.
- Katılımcıların %71’i, hammadde ve bitmiş ürünler için daha düşük envanterin, stokların tükenmesine ve satış kayıplarına yol açtığını belirtiyor.
- 5 liderden üçü ise müşteriler için ürün teslimatlarını hızlandırmak durumunda kaldığını, bunun da nakliye maliyetlerini yükselttiğini ifade ediyor.
Bu zorluklarla mücadele eden tedarik zinciri liderlerinin yolu, ister istemez dijitalleşmeyle kesişiyor. Tedarik zincirinde dijital dönüşüm, liderlerin öncelikli gündem maddeleri arasında yerini alıyor.
- Aynı araştırmaya göre CSCO’ların %72’si, iş süreçlerinin önümüzdeki 3 ila 5 yıl içinde otomatikleştirilmesini bekliyor.
- %69’u gerçek zamanlı veri erişimini geliştirmek için bulut teknolojilerinin benimsenmesini hızlandırmayı planlıyor.
- Katılımcıların yaklaşık 10’da 9’u (%87) yürütme yönetimi uyguluyor ve %77’si operasyonlarını modernleştirmek amacıyla süreç ve görev madenciliğine başvuruyor.
- CSCO’ların %83’ü yapay zeka destekli gerçek zamanlı envanter yönetimini 2025’e kadar uygulamaya almayı hedefliyor.
- Liderlerin %74’ü, tedarik zincirlerinin dijital dönüşümünü hızlandırmak ve etkileştirmek için hibrit bulut entegrasyonunun çok önemli olduğunu düşünüyor.
Dijitalleşme, CSCO’ların ajandalarının ilk maddeleri arasında konumlanırken, tedarik zincirinde hangi dijital trendler görülüyor? Bu soruyu yanıtlayabilmek için küresel araştırma ve danışmanlık şirketi PwC’nin 2022 Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması’nın sonuçlarını sizler için bir araya getirdik.
“PwC 2022 | Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması”ndan öne çıkanlar
PwC’nin raporunda, tedarik zincirlerinin her zaman kritik olduğuna, fakat pandemiden önce hep perde arkasında faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor. Pandemi ile tedarik zincirlerinin öneminin çok daha geniş bir kitle için ortaya çıktığının belirtildiği raporda, şirketlerin enflasyonist baskılar ve genel anlamıyla değişen bir ekonomi ve artan jeopolitik belirsizliklerle karşı karşıya kalırken, tedarik zincirlerini tamamen optimize etmek için zorlukların sürdüğü de vurgulandı.
Rapordan çıkan ana bulgular aşağıdaki gibi sıralanıyor;
Riskler ve mücadele yöntemleri
Çoğunluk, birden fazla tedarik özelliğini orta ve büyük riskler olarak belirtiyor, ancak çok az şirket tedarikçi sayısını artırmayı, satın alma uygulamalarını dönüştürmeyi veya yanıt verebilirliği ve esnekliği öncelik olarak görüyor. Bu durum raporda, “önemli bir kopukluk” olarak tanımlanıyor.
Teknoloji yatırımları
PwC anketine katılanların %80’i, teknoloji yatırımlarının beklenen sonuçları tam olarak vermediğini belirtiyor.
Doğru yetenekler
Tedarik zincirlerini dijitalleştirmek için bütçe artırımlarının yanı sıra doğru yetenek ve teknolojilere sahip olmanın da önemli olduğuna dikkat çekilen araştırmada, ankete katılanların %58’i tedarik zinciri çalışan devir hızının normale kıyasla daha yüksek olduğunu düşünüyor. Şirketlerin yalnızca %23’ü, gelecekteki hedeflerine ulaşmak için gerekli dijital yetkinliklere sahip olduklarını tamamen kabul ediyor.
ESG
Düzenleyici değişikliklere yanıt vermek ve tedarikçi risklerini belirlemek, şirketlere göre en önemli çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim zorlukları arasında sayılıyor. Fakat daha az şirket ESG raporlaması ve ölçümlerine odaklanıyor.
Liderler tedarik zincirinde hangi alanlara odaklanıyor?
Araştırmanın devamında liderlerin tedarik zincirinde odaklandığı alanlar 5 başlıkta derleniyor:
1. Öncelikler ve riskler
PwC’ye göre dönüştürücü eylemlerin uygulamaya konulmaması, önceliklerin kısa vadeli sorunlar tarafından yönlendirilmesinden kaynaklanıyor. CSCO’ların çoğu, tedarik zinciri operasyonlarında verimliliği artırmayı ve maliyetleri yönetmeyi/azaltmayı, önümüzdeki 12-18 ay boyunca öncelikler listesinin açık ara en üst sıralarında konumladı. Maliyetleri yönetme, dijital yetkinlik geliştirme önceliğinden 5 kat, sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluktan 7 kat ve üretim süreçlerinin dijitalleştirmesinden 9 kat daha fazla 1 numaralı öncelik olarak nitelendi.
Öncelikler kısa vadeli hedeflere odaklansa da, risklere verilen yanıtlar önceliklerle tezat kaldı. PwC, bu durumu “birçok şirketin hâlâ savunmacı bir duruş içinde olduğu ve tedarikçi çeşitliliğini artırma, satın alma uygulamalarını dönüştürme gibi eylemlere henüz eğilmediği” şeklinde yorumladı.
2. Dijitalleşme ve veri
Bu bölümün en önemli bulgusu, tedarik zincirlerini dijitalleştirmede en büyük endişenin bütçe olduğunu, ancak yetenek ve teknolojinin de zorluklar arasında yer aldığını ortaya koydu. Araştırmaya katılan 2 tedarik zinciri yetkilisinden biri (%48), bütçe limitlerini tedarikte dijitalleşmenin önünde engel olarak görürken, katılımcıların %30’u farklı biçimde çalışacak personel ya da takım bulmayı zorluk olarak nitelendirdi. Yazılım ve donanım sistemlerinin yeterli analitik ve işleme kapasitesine sahip olmadığını söyleyenlerin oranı ise %29 olarak ölçüldü. CSCO’ların %27’si ise bulut tabanlı teknolojiler gibi doğru altyapılara sahip olmamaktan dert yandı.
3. Teknoloji yatırımları
Bulut teknolojilerinin tedarik zinciri operasyonlarında dijitalleşmenin merkezine yerleştiğinin belirtildiği raporda, bulut platformların planlı yatırımlarda lider olduğuna dikkat çekildi. Katılımcıların 3’te birinden fazlasının en az 1 milyon dolarlık bulut yatırımı planladığını gösteren araştırma sonuçları, tedarik zinciri teknolojisine yapılan yatırımlardan tam performans alınamadığını da ortaya koydu. 5 katılımcıdan dördü, beklenen sonuçları tam olarak veremediklerini söyledi ve bunun önündeki en büyük engelin, daha fazla zamana ihtiyaç duyulması olduğunu ifade etti. Yatırımlardan tam anlamıyla dönüş alınamaması, verimlilik, üretkenlik ve müşteri deneyimi gibi alanlarda daha fazla değer yaratmanın mümkün olduğuna yoruldu.
4. İş gücü ve operasyonlar
İş gücü söz konusu olduğunda CSCO’ların yalnızca %23’ü “gelecek hedeflerimizi gerçekleştirmemizi mümkün kılacak dijital yetkinliklere sahibiz” sorusuna “tamamen katıldığını” ifade etti. CSCO’ların %58’i, normalden daha yüksek çalışan devri gördüklerini büyük ölçüde ya da tamamen onayladı. Bu durum, operasyon liderlerinin %44’ünün iş gücüne erişimin ve çalışan devir hızının 2022’deki en büyük operasyon zorluklarından biri olacağının söylendiği PwC’nin Nabız Araştırması’yla da uyumlu bir sonuç ortaya çıkardı.
5. ESG ve sürdürülebilirlik
PwC araştırması, tedarik zinciri profesyonellerinin çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim konularını hâlâ küçük bir zorluk olarak kabul ettiğini, ya da bir zorluk olarak görmediğini gösterdi. Mevzuat ve düzenleyici konuların farkındalığı ve tedarikçi risklerinin belirlenmesinin bu alandaki en büyük zorluklar olarak sıralandığı araştırmada, bazı katılımcılar da bugün bir zorluk olmayan ESG’nin öneminin önümüzdeki yıllarda artacağını belirtti. ESG raporlamasında paydaş gruplarına hitap etmek, tedarikçilerde etnik çeşitliliğe önem vermek, ESG çerçevesi ve temel ölçütler belirlemek gibi başlıklarda önceliklendirme eksikliğinin vurgulandığı araştırmada, amaç ve sürdürülebilirlik açısından daha proaktif olan şirketlerin rekabet avantajı elde edeceği çıkarımına da varıldı.
PwC Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması’nın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.