"Büyük İstifa" tedarik zincirini nasıl etkiliyor?


Pandemiyle ABD iş gücü piyasasında görülen işten ayrılma trendi, kısa sürede bir kavrama dönüştü ve küreselleşti: Büyük İstifa. Çalışanların işlerinden gönüllü olarak ayrılmasını tanımlayan bu trendden tedarik zinciri de önemli ölçüde etkilendi.

2021’in başlarından itibaren çalışanların toplu olarak işlerinden ayrıldığı bir ekonomik eğilimi tanımlayan “Büyük İstifa”, İngilizcede Great Resignation, Big Quit ya da Great Reshuffle gibi isimlerle anılıyor. Artan yaşam maliyetleri, düşük ücretler, yan haklardan duyulan memnuniyetsizlik ve ofise dönüş, kitlesel istifaların zeminini hazırlayan sebepler arasında yer alıyor. 2021’de ABD’de aralarında lojistik ve perakendenin de olduğu sektörlerde, toplam 47,4 milyon çalışanın işinden gönüllü olarak ayrıldığı biliniyor.

Durum yalnızca ABD’yle sınırlı kalmıyor. Batı Avrupa’da daha güçlü sosyal güvenlik koşullarının iş gücü kesintilerini azalttığı söylense de Politico Europe’un bir makalesinde “İleri endüstriyel demokrasilerin çoğunu kapsayan Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, 38 üye ülkede koronavirüs salgını öncesine göre yaklaşık 20 milyon daha az insanın çalıştığı görülüyor” ifadelerine yer veriliyor. Makaleye göre bu rakamın 14 milyonunun iş gücü piyasasını terk ettiği ve “çalışmayan” ya da “iş aramayan” olarak sınıflandırıldığı biliniyor. Birleşik Krallık’ta ise çalışanların yarısının rekabetçi olmayan maaşlar sebebiyle işlerini değiştirmeyi düşündükleri görülüyor.

Çalışanlar neden istifa ediyor?

Büyük İstifa’yı daha iyi anlamak ve tedarik zincirine etkilerini konuşmak için sebeplerine göz atmak, bunun için de güncel bir araştırmayı incelemek iyi olacaktır. Pew Research Center tarafından yürütülen bir araştırmaya göre istifa kararı veren çalışanların başlıca gerekçeleri aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Çalışanların %63’ü düşük ücretleri en büyük sebep olarak görüyor.
  • Katılımcıların %63’ü şirketlerinin gelişme olanağı sunmadığını belirtiyor.
  • İş yerinde saygısızlığa maruz kaldığını söyleyenlerin oranı %57 olarak ölçülüyor.
  • Çalışanların yaklaşık yarısı (%48), çocuk bakımı ihtiyaçları nedeniyle işten ayrıldığını söylüyor.
  • Çalışma koşullarında esneklik olmadığı için istifayı seçenlerin oranı %45.
  • Yan haklardan şikayetçi olanların oranı %43 olarak kaydediliyor.

Tedarik zinciri bu trendden nasıl etkileniyor?

Tedarik zinciri, lojistik, taşımacılık, perakende ve toptan ticaret sektörleri, 2021’de ABD’de işlerinden ayrılanların %20’sini kapsıyor. ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre bu, 11 milyon çalışana denk geliyor. Amerikan Kamyon Taşımacılığı Birliği’ne göre, ülke taşımacılığının %72,5’ine karşılık gelen kamyon taşımacılığı sektöründe, 80 bin şoförün eksik olduğu biliniyor. Çalışma Bakanlığı, taşımacılık sektörünün pandemi öncesi seviyelere göre %6 iş gücü kaybı yaşadığını açıklarken, kamyon şoförü açığının 2024’e kadar 330 bine ulaşacağı tahmin ediliyor.

Öte yandan ülkelere dair münferit olaylar da problemi derinleştiriyor. Yılın başından bu yana görülen kitlesel eylemler ve tedarik zincirine etkileri şöyle sıralanabilir:

  • Şubat ayında Kanada’da hükümetin kamyon sürücülerine aşı zorunluluğu getirmesinin ardından protestolar, “Özgürlük Konvoyu” adı verilen bir harekete dönüştü. ABD ve Kanada arasındaki sınır ötesi ticaretin dörtte birine karşılık gelen ve günde yaklaşık 360 milyon dolarlık ticaretin geçişini sağlayan Ambassador Köprüsü’nün bir hafta sonu boyunca kapalı kalmasının sonucunda, Ford, General Motors ve Toyota gibi şirketler üretimde gecikmeler olacağını duyurdu.
  • Tayland’da şoförler akaryakıt fiyatlarını protesto etmek için sokağa çıktı.
  • İspanya’daki üç taşımacılık sendikası, akaryakıt fiyatlarını protesto etmek için eylem yaptı. Tekstil devi Inditex, ülkedeki teslimatların gecikebileceği konusunda bir uyarı yayımladı.

Problemler zincirinin diğer halkaları

Pandeminin online alışverişi ve tam zamanında teslimat alışkanlıklarını en üst düzeye çıkardığı, kısıtlamalarla tedarik zinciri rotalarının değiştiği ve sektörün 2020’nin başından bu yana problemler yaşadığı düşünüldüğünde, iş gücü kayıpları domino etkisi yaratıyor. Küresel ekonominin enflasyon baskısı altında olması ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi art arda gelen krizler petrol fiyatlarını yükseltiyor. Bu durum, iş gücü kıtlığıyla birleşince taşımacılık maliyetlerine daha büyük yükler getiriyor.

Tedarik zincirinin son dönemde en çok konuşulan konularından biri olan limanlardaki birikme de zincirin her halkasındaki çalışan eksikliklerinden etkileniyor. Avrupa'nın en büyüğü olan Rotterdam Limanı'nın CEO'su Allard Castelein, 8 bin açık pozisyonun doldurulamadığını söylüyor. ABD Ticaret Odası tarafından yapılan bir anket, yerel ticaret odası liderlerinin %90'ının iş gücü kıtlığının ekonomik büyümeyi sınırladığını söylediğini gösteriyor.

Yalnız saha ekipleri değil, tedarik zinciri ve satın alma alanlarında üst düzey rollerde çalışanlar da kariyerlerini yeniden gözden geçirmeye odaklanıyor. Bloomberg’de yayımlanan güncel bir habere göre, tedarik zinciri yöneticilerinin oldukça zor geçen iki yılın ardından tükenmişlik hissi ve daha yüksek maaş beklentileriyle 2021’de işlerini 2016’dan bu yana en yüksek oranda bıraktığı biliniyor. Üretim kesintileri, limanlardaki birikme ve artan nakliye maliyetleri tedarik zinciri yöneticilerinin üzerindeki yükü artırsa da kazançları da benzer oranda yukarı taşıyor.

“Tükenmişlik, denklemin bir parçası”

Profesyonel sosyal ağ platformu LinkedIn’in derlediği veriler, 2020’den 2021’e geçişte tedarik zinciri yöneticileri için işten ayrılma oranlarının %28 arttığını ve bu rakamın, son 5 yılın en yükseği olduğunu gösteriyor. LinkedIn’in Kıdemli Ekonomisti Kory Kantenga “Tükenmişlik, denklemin bir parçası” yorumunda bulunuyor. Yeni fırsatların da işten ayrılmalarda rol oynadığını ifade eden Kantenga, süren tedarik zinciri kesintilerinin, onlarla başa çıkabilecek profesyonellere olan talebi artırdığına dikkat çekiyor.

Kariyer platformu ZipRecruiter’ın internet sitesinde, tedarik zinciri yöneticileri için açık pozisyon sayısında Ocak 2022 - Mart 2022 arasında iki kattan daha fazla bir artış gözlemleniyor. Şirketin baş ekonomisti Julia Pollak’a göre yaşanan krizler, tedarik zinciri işlerini daha yüksek bir seviyeye taşıyor ve bu alan popüler bir sektör haline geliyor. DSJ Global tarafından yürütülen bir anket, tedarik zinciri ve satın alma uzmanların yarısından fazlasının maaşlarında artış beklediğini ve profesyonellerin %65-70’inin altı aylık bir periyotta yeni iş fırsatları hakkında bilgi edinmeye açık olduğunu söylüyor.

Türkiye’de durum ne?

Fitch Ratings’in değerlendirmesine göre Avrupa’daki tedarik zincirinde yaşanan değişimlerden, konumu dolayısıyla en çok kazanç elde etmesi beklenen ülkeler sıralamasında öne çıkan Türkiye’deki duruma dair az da olsa fikir edinmek için, LinkedIn üzerinde supply chain, logistics, procurement gibi kelimelerle ve bunların Türkçe karşılıklarıyla arama yapıyoruz.

25 Mayıs tarihi itibarıyla LinkedIn’de bir ay önce açılmış ilanlar arasında “supply chain” anahtar kelimesiyle yapılan aramada 1.012 açık pozisyon görülüyor. Supply Chain Planner, Supply Chain Director, Supply Chain Analyst, Supply Chain Engineer, Senior Supply Chain Analyst, Head of Supply Chain, Supply Chain Team Leader gibi roller öne çıkıyor. Direktör ve yönetici seviyesinde 40 pozisyonun açık olduğu dikkat çekerken, “tedarik” anahtar kelimesiyle yapılan arama da 140 sonuç veriyor. Bir haftalık sonuçlar 342, 24 saatlik sonuçlar ise 144 ilanın açıldığını gösteriyor.

“Procurement” anahtar kelimesiyle yapılan bir aylık aramada ağırlıklı olarak executive ve specialist rollerinde 585 sonuç, “satın alma” aramasında ise 55 rol bulunuyor. “Logistics” kelimesiyle yapılan aramada 936 açık pozisyon olduğu görülüyor. “Lojistik” araması ise 235 sonuç listeliyor.

Sektördeki işgücü ihtiyacının artışını gözlemlemek için 1 Haziran’da benzer sorgularla yeni aramalar yapıyoruz. Altı günlük bir periyotta, değişim oranları aşağıdaki gibi hesaplanıyor:

  • “Supply chain” sorgusu için açık pozisyon sayısı %9,09 artışla 1.104’e yükseliyor.
  • “Tedarik” sorgusu için açık pozisyon sayısı %11,42'lik bir artışla 156'ya yükseliyor.
  • “Logistics” sorgusu için açık pozisyon sayısı %12,60’lık bir artışla 1.054 olarak kaydediliyor.
  • “Procurement” sorgusu için açık pozisyon sayısı %7 artışla 626’ya çıkıyor.

Özellikle Çin gibi Asya ülkelerinden tedarik sağlayan Avrupalı şirketlerin Türkiye’yi yakın bir merkez olarak tedarik zincirlerinin orta noktasında konumlandırmaya yönelmesi, Türkiye'deki yetenekli işgücüyle de ilişkileniyor. Örneğin İtalya merkezli Benetton Group İcra Kurulu Başkanı Massimo Renon, "Türkiye'nin yüksek vasıflı işgücü ve Avrupa ile Asya arasındaki elverişli ve stratejik coğrafi konumu sayesinde üçüncü ülkelere ihracat için bir merkez olma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz" ifadeleriyle bu durumu doğruluyor.

PAYLAŞ:

Yeni nesil teknolojilerle çalışan bağlılığını nasıl artırabilirsiniz?

Hem tüketici, hem iş gücü: Z kuşağı