İş hayatında liderlere ne kadar güveniliyor?


Güven duygusu, hem özel hayatımızda hem de iş hayatımızda önemli bir yere sahip. Liderler özellikle COVID-19 pandemisi ile zor günler geçirirken bu dönemde yöneticilerine ne kadar güven verdi, merak ediyor musunuz? Fieldz olarak, yönetim danışmanlığı şirketi Odgers Berndtson’ın dünya çapında gerçekleştirdiği “Leadership Confidence Index 2022” araştırmasından yola çıkarak sizler için inceledik.

Liderlere güven artıyor

Odgers Berndtson’ın iki yıl önce gerçekleştirdiği araştırmada yöneticilerin sadece %24’ü liderlerine güvenirken, iki yıl sonra bu oran, liderler COVID-19 pandemisi gibi zor bir dönem geçirmesine rağmen %42’ye yükseldi.

Araştırmada, liderlerine güvenen kuruluşların, özellikle en iyi yetenekleri çekerek ve elde tutarak daha iyi performans gösterdiğine değinildi.  

Yeni araştırma sonuçları, bir önceki sonuçlarla kıyaslandığında ise ortaya 4 çarpıcı sonuç çıktı;

  1. Liderler, iki sene öncesine göre daha iyi bir performans sergiliyor.
  2. Teknolojiye karşı tutum değişti.
  3. Çeşitlilik ve sürdürülebilirlik kavramları (ESG) artık merkezde yer alıyor.
  4. COVID 19 pandemisi sonrası daha fazla yıkım ve karmaşanın yaşanması bekleniyor.

Yöneticiler, liderlerinin hangi özelliklere sahip olduğunu düşünüyor?

Araştırmada yöneticilere, liderlerinin hangi özelliklere sahip oldukları soruldu. Oylamaya göre yapılan sıralamada birinci ve ikinci sırada motivasyon ve dayanıklılık yer alırken, veri analizi ve dijital zeka kriterleri ise son sıralarda yer aldı.

Raporda, güven oranlarının artmasına, ek olarak liderlerin motivasyon, dayanıklılık gibi kriterlerde yüksek sonuçlar almasına rağmen kendilerini duygusal zeka, operasyonel dönüşüm, veri analizi ve dijital zeka konularında yeterince geliştirmemiş olduklarına vurgu yaparak kendilerini bu alanlara odaklanmaları gerektiği, eğer bu noktalarda bir gelişim göstermezlerse şu an %42 olan oranın düşmeye başlayacağına vurgu yapıldı.  

Teknoloji, artık “yıkıcı” değil, “kolaylaştırıcı” olarak görülüyor

Araştırma sonuçları, teknolojiyle ilgili olarak net bir fikir değişikliği olduğunu ve teknolojinin şu an “yıkıcı” değil “kolaylaştırıcı” olarak görüldüğünü ortaya koydu.

Pandemi dolayısıyla karantinalar esnasında evden çalışmak, her düzeydeki çalışanları yeni çalışma şekillerine uyum sağlamaya zorladı ve bu durum, çalışanların teknolojiye bakış açılarını değiştirdi.

Çalışanlar ve liderler, değişen çalışma ortamlarında çevikliği benimseyerek iş sürekliliği için daha verimli ve etkili bir şekilde tepki verebildiler. İşletmeler artık yeni teknoloji aracılığıyla inovasyona ve üretkenliğe daha fazla odaklanıyor ve "geleceğe hazır" olmak istiyor.

Çeşitlilik ve sürdürülebilirlik (ESG) artık merkezde yer alıyor

Araştırmada çalışanların, şirketlerinin “değerlerini” daha çok önemsediğine ve kendi değerleriyle örtüşen değere sahip şirketlerde çalışmayı önemsediklerine vurgu yapıldı.

Bu duruma paralel olarak şirketler ve CEO'lar, son yıllarda çeşitlilik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını ve mesajlarını sürekli olarak artırıyorlar.

Son iki yılda karşılaşılandan daha fazla yıkım ve karmaşa bekleniyor

Son iki yılda şirketler, oldukça zorlayıcı yıkım ve karmaşa ile karşı karşıya kaldı. Ankete katılanların %79'u, bu durumun aynı seviyede devam ettiğini veya arttığını düşündüğünü belirtti.

Bu duruma karşılık araştırma sonuçlarına göre, karmaşa ve yıkımlara karşı liderlere güven iki yıl öncesine göre artış gösterdi ve bu oran %24’ten %42’ye yükseldi.

Raporda, liderlerin hem zorlukların üstesinden gelmek hem de rakiplerine karşı avantaj elde etmek için teknoloji kullanımına daha çok odaklanacağına da yer verildi.

PAYLAŞ:

PwC'nin Tedarik Zincirinde Dijital Trendler Araştırması’ndan 5 çarpıcı sonuç

Sağlıklı bir şirket kültürünün olmazsa olmazı: Çatışma yönetimi