Tedarik zinciri liderleri, iklim risklerine nasıl yaklaşıyor?


Uluslararası danışmanlık ve araştırma şirketi Gartner, gerçekleştirdiği “How Supply Chains Are Responding to a Changing Climate” isimli araştırma ile tedarik zinciri liderlerinin iklim koşullarından kaynaklanan tehlikeleri nasıl değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Fieldz olarak bu araştırmadan öne çıkanları sizler için inceledik.

Gartner tarafından Aralık 2021 ve Ocak 2022 tarihleri arasında, 320 tedarik zinciri lideri ile gerçekleştirilen ankete göre, tedarik zinciri direktörlerinin sadece %27’si, kendilerini bekleyen en kritik tedarik zinciri risklerini belirlemek için bir iklim değişikliği risk değerlendirmesi gerçekleştirdi. Bu duruma karşılık liderlerin yalnızca %18’inin hem risk değerlendirmelerini hem de senaryo planlamalarını yürüttüğü belirtiliyor.

Anket sonuçları, katılımcıların %44'ünün, deneyimlenen olaylara dayalı olarak potansiyel iklim değişikliği riskleri hakkında genel bir fikre sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu sonuç, tedarik zinciri liderlerinin iklim değişikliği risklerinin gerçekleştiğini anladıklarını, ancak bu risklerin metodik olarak tanımlanmadığı veya ölçülmediği anlamına geliyor. Bu noktada Gartner yetkilileri ise, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin şiddet ve etkisi artacağından geçmiş deneyimlerin, gelecek öngörüleri için doğru bir kaynak olmadığını hatırlatıyor.

Gartner Kıdemli Analisti Heather Wheatley, "İklim değişikliğinin etkilerini tahmin etmek zor, ancak oluşabilecek riskleri ve fırsatları modellemek mümkün. Senaryo planlaması, olası bir geleceğin temel unsurlarını vurguladığı ve gelecekteki gelişmeleri yönlendirecek kilit faktörlere dikkat çekmeye yardımcı olduğu için sürecin önemli bir parçası. Örneğin, hammadde kıtlığı ve ticaret belirsizliği içeren bir gelecekte, kuraklığa dayanıklı mahsuller gibi daha esnek girdilere güvenen kuruluşlar rekabet avantajı elde edebilir” uyarısında bulunuyor.

Yeni iklim koşullarına uyum sağlamada hangi zorluklarla karşılaşılıyor?

Günümüz şartlarında iklim değişikliği adaptasyonunu da yatırım kararlarına dahil etmek gerekiyor. Örneğin, yeni bir üretim tesisi inşa ediliyorsa, ısı dalgaları veya su kıtlığı gibi gelecekteki iklim değişikliği tehditleri için tasarım değerlendirmeleri yapılmalıdır. Tedarik zincirinde iklim değişikliği planlamasının önündeki en büyük engeller arasında kısa vadeli karar vermeye odaklanma (%57) ve yatırım nedeni ve sağladığı faydalar arasında bağlantı kuramaması (%57) yer alıyor.

İklim değişikliği risklerini değerlendirmek için teknolojiden yararlanılabilir

Anket sonuçları, katılımcı şirketlerin yalnızca %19'unun iklim değişikliği risklerini anlamak için dijital teknolojiyi kullandığını ortaya koyuyor.  Teknolojiyi kullanan kuruluşların %85'i tahmine dayalı analize başvuruyor. Kullanılabilecek araçlara örnek olarak jeo-uzamsal analiz, insansız hava araçları ve ekolojik simülasyonlar gibi yapay zeka (AI) yetenekleri veriliyor. Bununla beraber birçok kuruluş, senaryoları modellemek için harici danışmanlarla da ortaklık kuruyor.

Wheatley teknoloji kullanımıyla ilgili olarak, “Dijital teknolojiyi kullanmayan kuruluşlar için, senaryoları modellemeye yardımcı olmak ve riskleri belirlemek ve değerlendirmek için hangi bilgilerin kullanıldığı net değil. Tedarik zinciri direktörleri, bu kör noktanın gözden kaçırılmamasını sağlamalıdır," diyerek sözlerini tamamladı.

PAYLAŞ:

Tedarik zincirlerinin geleceği: Sürdürülebilirlik

Döngüsel ekonomiye neden ihtiyacımız var?